2012’de tarihi rekorunu kırarak 36 yıl sonra ilk kez tam kapasite çalışan ve 927 bin ton gemiyi hurdaya alan gemi söküm sektörü, dünya ikinciliğine koşuyor. Dünya’dan Aysel Yücel’in haberine göre, Türkiye gemi geri döşümde dünya ikinciliğine koşuyor. 2012’de tarihi rekorunu kırarak 36 yıl sonra ilk kez tam kapasite çalışan ve 927 bin ton gemiyi hurdaya alan sektör, istihdamı da beş yılda üçe katladı. Sökümcülerin yıldan yıla söktükleri gemi tonajı sistemli olarak artıyor. 2009’da 298 bin ton, 2010’da 423 bin ton, 2011’de 653 bin ton, 2012’de ise 927 bin tonluk söküm yapıldı. 2013’te de oldukça başarılı bir yıl geçiriliyor. Sektör ilk sekiz ayda 600 bin ton gemiyi söküme aldı. Bu gidişle rekor yılı 2012’yi de aşmış olacak. Türkiye 1 milyon ton söküm kapasitesiyle dünyada 5. sırada. Ancak daha üst sıralara tırmanmasının yolu açılıyor. Önümüzdeki dönemde devereye girecek yeni uluslararası uygulamayla fiyat rekabetinde zorlandığı Asya ülkelerini geçebilecek. Rakip olarak karşısında bir tek Çin kalacak.
Dünya çapında 5’i AB’ye üye olan toplam 16 ülkede gemi geri dönüşüm faaliyetleri yapılıyor. Türkiye’de tek gemi söküm bölgesi olan Aliağa’da, lisanslı, yetkili 21 gemi geri dönüşüm firması bulunuyor. Sektörün çevre ve iş sağlığı konularında uluslaraarası standartlarda hizmet verdiğini ifade eden Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği Atık Yönetim Merkezi Sorumlusu Ersin Çeviker, kalitede Çin’le yarıştıklarını ancak fiyat konusunda Asya ülkeleri ile rekabette zorlandıklarını dile getirdi. Ancak önümüzdeki dönemde uygulamaya alınacak uluslararası kuralların Türkiye’yi ön plana çıkaracağını vurgulayan Çeviker, şöyle konuştu: “Türkiye, Çin’le rekabet içinde. Hindistan, Pakistan, Bangaldeş ve bunun gibi diğer Asya ülkelerinde çevre ve iş sağlığı kuralları henüz bağlayıcı olmadığı için fiyat konusunda rekabet etmekte zorlanıyoruz. Ancak Hong Kong Sözleşmesi yürürlüğe girince, AB Komisyonu’nun 27 Haziran’da aldığı karar da devreye girince; AB bayraklı gemiler sadece çevre ve iş sağlığı tedbirlerini uygulayan tesislerde sökülebilecek. O zaman bazı rakipleri sollayacağız, tek rakip Çin olacak.”
Sektörde kuralları belirleyen ve ağır uygulamalar getiren Hong Kong Sözleşmesi’nin devreye girmesi için toplam 15 ülkenin bu sözleşmeye taraf olması bekleniyor. ABD, Norveç ve Türkiye başta olmak üzere birçok ülke sözleşmeyi destekliyor.
EKONOMİYE YILLIK KATKI 10 MİLYAR $
Türkiye’deki mevcut tesislerin toplam kapasitesi 1 milyon ton. 2009 yılında 127 geminin sökümü yapılırken, bu rakam 2010 yılında yüzde 42, 2011 yılında ise yüzde 55 arttı. 2012’de ise tarihi rekorla 927 bin tona ulaştı. 2012, sektörün tam kapasiteye çalışmaya en çok yaklaştığı yıl oldu. Bu yıl da ilk sekiz ayda 600 bin tonluk rakama bakılırsa, tam kapasite çalışılacak. Çeviker’in verdiği bilgiye göre sektörde 556 milyon dolarlık gelir sağlandı. Türk gemi geri dönüşüm sanayindeki bu hızlı yükselişi değerlendiren Çeviker, “Global krizin denizcilik sektöründeki etkileri, hurdaya giden gemi sayısını oldukça artırdı. Çevre ve işçi sağlığına yapılan yatırımlar ve bu konuda alınan tedbirler sektörün gelişimindeki en önemli etkenlerden biri. Bunun yanı sıra tecrübeli ve eğitimli iş gücü; derneğin yapılanması; yaptığımız tanıtım faaliyetleri; atık yönetimi uygulamaları büyümeyi hızlandıran diğer etkenler” diye konuştu.
Gemi söküm sanayinin ülke ekonomisine hammadde, katma değer ve istihdam alanlarında önemli katkı yaptığını vurgulayan Çeviker, şu açıklamayı yaptı: “Demir hurda için yurtdışına ödenen dövizden tasarruf ve kabaca ton başına 30 dolar söküm maliyet bedelinin ülke sınırları içinde kalması sağlanıyor. Bu suretle 20-30 milyon dolarlık bir döviz kazancı yaratılıyor. Ayrıca söküm yapan firmalarımızın işlerini yaptırdıkları müteahhit, taşeron, nakliyeci ve diğer hizmetleri yapanlar da eklendiğinde en az 3 bin 500 kişilik direkt bir istihdam yaratıldığı görülüyor. Gemi söküm sanayinde tam kapasite ile çalıştığında 21 parselde yaklaşık bin 800 personel çalışıyor. Firmaların işlerini yaptırdıkları müteahhit, taşeron, nakliyeciler, diğer yardımcı hizmetler ve yan sanayide çalışan personelle istihdam yaklaşık 8500 kişiyi buluyor. Ağustos 2013 itibariyle 21 tesiste çalışan sayısı 1500 kişi.
“NAKLİYECİNİN GELİŞİMİNİ SAĞLIYOR”
Gemi söküm sanayi, yarattığı bu faydaların yanı sıra Aliağa ve çevresinde nakliyeciliğin gelişmesine de katkıda bulunuyor. Hurda gemilerden çıkarılan sarı ve kızıl alüminyum, dökümhanelerde Türk otomotiv sanayinin kullandığı çeşitli malzemeleri üreterek yakın bir zamana kadar yurt dışından ithal edilen malzemelerin yurt içinde imal edilmesi sağlanıyor. Balıkesir’de gemi söküm sektörüne bağlı olarak kurulan haddehanelerde kare, lama ve silme üretiminde gemi sacı kullanılmakta ve haddehanelerde 300 civarında işçi istihdamı sağlanıyoryor. Denizli’de ise yurt dışına ihraç yapan, hurda gemi saçı kullanan haddehaneler mevcut ve 400 civarında işçi çalıştırılıyor. Günlük kapasite de 50 ila 1000 ton arasında. Ayrıca bunlara ilave olarak yurt dışından ithal edilen gemiler için devlete bir de KDV ödeniyor.”
OTOMASYONA AĞIRLIK VERİLECEK
DTO’nun geçtiğimiz aylarda hazırladığı son sektör raporunda gemi geri dönüşüm sanayinin 2013’te otomasyona ağırlık vermeyi hedeflediği belirtiliyor. Raporda şu ifadeler yer alıyor: “2013 yılının hedefi çerçevesinde, daha az iş gücü, daha fazla otomasyonla söküm yapma olanakları araştırılıyor. Asya ülkelerindeki ucuz iş gücü olanağı bu ülkelerin emek yoğun bir sektor olan gemi sökümünde ön plana çıkmalarına sebep oluyor. Türkiye’de ise işçi çalıştırmanın işverene yüklediği ağır sorumluluklar işletme maliyetlerini artırıyor. Bu durumda işçilik açısından Asya ülkelerinin avantajlı hale gelmesi kaçınılmaz. Türkiye’nin önündeki engellerden bir tanesi olan bu dezavantajın etkilerinin asgariye indirilmesi için yapılması gereken insan etkisini en aza indirecek otomatik sistemlerin kurulması ve çevre yatırımlarının yapılması.”
HAMMADDE KAYNAKLARI % 90 KORUNUYOR
Gemi geri dönüşüm sanayinin hammadde kaynaklarının korunmasına da önemli katkısı bulunuyor. Hurda çelik geri kazanıldığında enerjinin yüzde 74’ü, hammadde kaynaklarının ise yüzde 90’ı korunuyor. Su tüketimi yüzde 40 azaltılırken, atık su kirlenmesinde yüzde 76, hava kirlenmesinde yüzde 86, maden atıklarında ise yüzde 97 azalma sağlanıyor. Sektörde maden, hurda, ekipman geri kazanımı yanında atıkların iyi bir yönetimle geri kazanılarak, doğal kaynakların tüketimine engel oluyor.